17 Ocak 2009 Cumartesi

DÜNYA YÜZÜNDE OLDUKÇA AYRILIK YOK


17 Mart 1947 Pazartesi

Dün sabah trende gözümü açınca şırıl şırıl yağmur yağıyordu. Aksiliğe bak, bir aydan beri havalar cennet gibi olsun da tam yola çıkarken bozulsun. Bunun gibi ıslak ve soğuk bir Mart sonunda yine böyle Ankara’dan İstanbul’a düşmüştük. Kaç sene oluyor bakayım. Evet, on gün sonra beşinci sene dolacak. İkinci Cihan Harbi’nin en buhranlı senesinde evlendikten sonra balayını geçirmek üzere yalnız İstanbul’a kadar gelebilmiştik. Kışla bahar arasında acayip bir mevsimdi. Şimdi işte yine aynı mevsimde İstanbul’a geldim. Fakat bu sefer yalnızım. Hem büyük yolculuğun başında İstanbul’la Ankara bana ne kadar yakın gözüküyor. Sanki aynı şehrin iki ayrı mahallesi. Salı günü kalkması gereken tayyare çarşambaya kaldı.
Bugün Londra’dan İstanbul’a geldi ve Karachy’ye gitti. Yarın akşam oradan hareket edecek ve Çarşamba sabahı İstanbul’dan geçerken bizi de alacak.
Devletim, üzülme, Japonya’da bile senden uzak sayılmam. Dünya yüzünde oldukça uzak kalmak tehlikesi yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder